O Hastalık Sizi Gözünüzden Edebilir!
Opr. Dr. Hasan Küçükşahin, “Dünya Glokom Haftası” vesilesiyle glokom hakkında bilinmeyenleri anlattı
Dünyanın en sinsi hastalıkları listesinde zirveyi zorlayan, halk arasında ise göz tansiyonu adıyla tanımlanan glokom, ne yazık ki hastalığın son evrelerinde fark edilebiliyor. Teşhis edildiğinde ise hastayı ciddi görme kayıplarıyla yüzleştiren bu hastalık, geri dönüşü olmayan tahribatlara neden oluyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Hasan Küçükşahin, “Dünya Glokom Haftası” vesilesiyle glokom hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Toplumda bazı kesimlerce göz tansiyonu, bazı kesimler tarafından ise karasu olarak adlandırılan glokom, görme sinirini zedeleyerek ilerleyen önemli bir göz hastalığıdır. Görme sinirlerine verdiği zararla görme kaybına yol açan glokom, dünya üzerinde milyonlarca insanı etkisi altına almış durumda. Herhangi bir belirti göstermeyen bu göz hastalığı, yalnızca dikkatli bir göz muayenesi ile teşhis edilebiliyor.
GLOKOM TEDAVİSİ YALNIZCA SAĞLAM SİNİR HÜCRELERİNİ KORUYABİLİR
Glokom tedavisi, hastalık teşhis edilene kadar deforme olan görme hücrelerini tekrar canlandıramıyor. Glokoma karşı planlanan tedavi, sağlam kalan sinir hücrelerini korumaya yönelik oluyor. Bu nedenle hastalık ne kadar erken teşhis edilirse görme sinir lifi ve hücreleri de o kadar tahrip olmaktan kurtarılabiliyor. Sabahları şiddetli baş ağrısı, bazı zamanlarda bulanık görme, ışıkların çevresinde harelerin görülmesi, televizyon izlerken ya da dijital ekranlar başında vakit geçirirken göz çevresinde ağrı hissedilmesi gibi belirtiler görülürse glokomdan şüphelenilebilir.
EN HIZLI TANI YÖNTEMİ GÖZ TANSİYONUDUR
Glokom tanısı için çeşitli yöntemler kullanılabiliyor. Ancak en kolay ve en hızlı sonuç alınabilen glokom tanı yöntemi, göz tansiyonu ölçümüdür. Bu ölçüm, uzmanlara kişilerin glokom riski taşıyıp taşımadığı konusunda mühim ipuçları verebiliyor. Bu nedenle göz tansiyonu ölçümü rutin olarak tekrarlanmalıdır. Normal bir göz tansiyonu, 10-20 mmHg aralığındadır. Bu tansiyon, kişinin görme sinirlerinde basınç oluşturmayan bir değerdir. Ancak bu değer, bazen normal sayılırken bazen de aksi kabul edilebiliyor. Göz tansiyonu ölçülürken bazı durumlarda yüksek bir değer tespit edilebiliyor. Fakat alınan bu değerin, kişinin glokom hastası olduğu sonucunu vermeyeceği bilinmelidir. Ancak görme sinirinin zarar gördüğü durumlarda glokomdan söz edilebilir.
GLOKOM GÖRME SİNİRİ BAŞI MUAYENESİYLE DE TEŞHİS EDİLEBİLİYOR
Glokom hastalığının önemli teşhis yöntemlerinden bir diğeri görme siniri başı muayenesidir. Görme siniri başı, hekimin kullanacağı direkt gözlemleme yolu, bilgisayarlı görüntüleme yöntemleri veya tomografi ile incelenir. Kullanılan tüm yöntemler, görme siniri başında oluşan değişiklikleri izlemeyi ve zaman içinde gelişebilecek görme hasarı ilerleyişini belirlemeyi amaçlar.
TEDAVİDE İLK BASAMAK İLAÇ UYGULAMASI
Glokomlu hastalarda öncelikle ilaçlı tedavi uygulanır. Hastalar, gerekli ilaçları her gün aynı saatte ve doktorun önerdiği şekilde kullanmalıdır. Ayrıca kontrol randevuları da aksatılmamalıdır. Çünkü glokom tedavisi, yalnızca düzenli uzman kontrolü altında amacına ulaşabilir. Günlük yaşamı etkileyen herhangi bir yan etki ile karşılaşıldığında mutlaka bir göz hastalıkları doktoruna başvurulmalıdır.
GLOKOM İLAÇLARI ÖMÜR BOYU KULLANILMALI
Glokom tedavisinde, ilaç dışında ayrıca lazer ve cerrahi yöntemler uygulanır. Hastanın göz tansiyonu, gözdeki sıvının üretimi azaltılarak ya da bu sıvının gözden çıkışı arttırılarak düşürülür. Bu iki yöntem için de hastaya birbirinden farklı ilaçlar önerilir. Doktor tavsiyesiyle verilen ilaçlar ise belli aralıklarla ve hayat boyunca kullanılmalıdır. Fakat ilaç tedavisine rağmen hastanın göz tansiyonu düşmüyor ve görme kaybı yaşanıyorsa uygulanacak tek yöntem ameliyattır.
İLERİ YAŞ HASTALIĞI GİBİ ALGILANDA DA HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİYOR
Glokomu etkileyen birçok faktör bulunuyor. Göz tansiyonunun yüksek olması glokoma yakalanma riskini arttıran ilk etkendir. Diğer önemli faktör ise yaştır. 60 yaş üzerindeki kişilerin hastalığa yakalanma riski hayli yüksektir. Glokom her ne kadar ileri yaş hastalığı gibi algılansa da her yaşta görülebilir. Genetik özelliklerin de glokom üzerinde etkileri vardır. Ailede glokom öyküsü varsa, glokoma yakalanma riski büyüktür. Yine diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları glokoma yakalanma riskini arttırıyor. Glokoma yakalanma riski, miyop kişilerde diğerlerine oranla daha fazladır. Ayrıca gözde yaşanan ciddi travmalar, gözdeki yapısal anormallikler, retina ayrılması, göz tümörleri, üveit, göze damlatılan kortizonlu damlalar, diğer yollarla alınan kortizon ve geçirilmiş göz ameliyatları da glokoma zemin hazırlayabilir.